Aciliyet Bağımlısı mısınız?
Hayatınızı önünüze gelen acil işlerle meşgul olarak mı geçiriyorsunuz? Yoksa, sizin için önemli olan öncelikleri belirleyip, bu konular üzerindeki çalışmalar için mi kullanıyorsunuz? Acil işlerle ilgilenmek insanların kendilerini değerli hissetmesine, adrenalin salgılayarak motive olmalarına ve başarıyı hemen görerek tatmin olmalarına neden oluyor. Acil ve önemli krizleri çözerken, geçici bir yücelik duygusuna kapılır insan.Aciliyet bağımlılığı toplumumuzda bir statü simgesi haline gelmiştir: Meşgulsek önemli biriyizdir, değilsek neredeyse bunu itiraf edemeyecek kadar utanırız. Güvenli bulduğumuz yer, meşguliyetimizdir. Bizi geçerli, popüler ve hoşnutluk veren bir kişi haline getirir. Aynı zamanda hayatımızdaki önemli işlerle ilgilenmememiz için de iyi bir bahanedir.

Acil işler çok nadiren aynı zamanda önemli olabilir. Örneğin, evi yanan bir insan için bu yangını söndürmek hem acil, hem de önemli bir iş. Önemli bir problemi çözmek, son andaki bir çaba ile bir hedefi yakalamak elbette insanın haklı olarak başarılı ve mutlu hissetmesini sağlıyor. Dolayısıyla aciliyet, işlerin önceliklerini belirlemede en çok kullandığımız kriter haline geliyor. Bu nedenle, kolaylıkla pek de önemi olmayan acil işlere zaman ayırmayı alışkanlık haline getirebiliyoruz. Örneğin, önemli bir rapor yazarken gelen telefona cevap vermek, başka birisinin acil bir işini tamamlayabilmek için son anda yardım istemesi gibi durumlar aciliyet kriterinin önem kriterinin önüne geçtiği örneklerdir. Ancak en önemli konu ; önemli olup da acil olmayan konulara yeterince zaman ayıramamak. Asıl sorun aciliyetin kendisi değildir. Sorun acil işlerin çözülmesinin ne kadar önemi ve önceliği olduğuna düşünüp karar verebilmektir. Önemli olana bilinçli olarak bağlanmayan kişi, önemsiz olana bilinçsizce bağlanır.
Acil konular genelde gözle görülür. Üstümüzde baskı oluştururlar. Hemen harekete geçmeye zorlarlar. Çoğu kez başkalarının istedikleri şeylerdir, tam karşımızda dururlar. Ansızın ortaya çıkarlar , çoğu zaman da geçici ve önemsizdir, genellikle sonuçlara katkıları bile olmaz. Diğer taraftan önemli işlerin sonuçlarla ilgisi vardır. Bir şey önemliyse, görevinize, değerlerinize, öncelikli hedeflerinize kalıcı katkıda bulunur. Başarılı kişilerin zihinleri soruna değil, fırsatlara açıktır. Onlar fırsatları besleyip sorunları kuruturlar, acil gelişmelere müsaade etmezler; Önlemleri önceden düşünürler.
Başarı, hayatın her alanında yakalanması gereken bir tatmin olayıdır. Aile, arkadaş, akraba ve dostları ihmal ederek, onların hakkı olan ilgi ve sevgiyi onlardan çalarak bir veya birkaç alanda yakalanan başarılar, dönüp geriye bakıldığında insanı mutluluğa taşımadığı ve keşkelerle başlayan cümlelerin kurulmasına sebep olduğu bilinmektedir.
İnsanın, zamanın akışını durdurması, zamana müdahalede etmesi mümkün değildir. Ancak insan, yaşamını,yaşamındaki olayları kontrol altında tutarak, yani kendini yöneterek, zaman kazanabilir, zamanı etkili ve verimli kullanabilir. Zamanı yönetmek, bir bakıma insanın kendi yaşamını kontrol ederek zamanı etkili ve verimli kullanması demektir.